Biter mi sandın acılar!

Sur’daki sokağa çıkma yasağı tam 91. Gününe girdi. Yani 3 ayı geçti.

Hendek ve barikatların kazılmasıyla başlayan çatışmalarla beraber belki de dünyanın en uzun sokağa çıkma yasağına şahit olduk, oluyoruz.

Devam de edecek gibi bu yasak…

Yasağın kaldırılması için kaç kez gidildi, AİHM’e ama hep ret edildi.

Yani AİHM, bu yasak kararı nedeniyle Türkiye’yi haklı buldu. Burada haklı ya da haksız tartışmalarına girilirse, iki tarafın da haksız olduğunu belirtebilirim.

Aylardır, Sur ile ilgili haberler yapıldı, çizildi…

Bende defalarca Sur’un yasaklı bölgelerinden yasaksız bölgelerine göç eden ailelerle görüştüm. Hepsinin durumu içler acısı…

Aylardır Sur’daki olaylarla yatıp kalkıyoruz.

Kendi İlçelerinde bile mağduriyet yaşıyorlar…

Yani evlerine 1 kilometre mesafede yaşamak zorunda kalan bu ailelerin ortak görüşü; ‘çatışmalar dursun, evimize gidelim”

Esnaflarda aynı görüşte.

Onlarda 3 aydan bu yana normal vatandaşlardan daha perişan bir durumdalar.

Dükkânları kapalı, mal satamıyor, evlerine ekmek bile götüremiyorlar.

Yani hem esnaf hem de vatandaş mağdur.

Başta Valilik olmak üzere, Belediyeler, Kaymakamlık, Siyasi partiler, her iki tarafından sivil toplum örgütleri, bu mağduriyetlere el atıyorlar…

Kimi gıda, kimi giyecek, kimi de barınma ile ilgili kendilerince katkıda bulunmak için…

Tabi vatandaşları da unutmamak gerekiyor

Onlarında bu çorbada tuzları var.

Az ya da çok…

Sonuçta vicdanlarını sesini duyup, küçük de olsa bir destek de bulunmuşlar.

HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp’in, Sur’un yasaklı mahallerinde ya da çatışmalı alanlarında halen 200 sivilin yaşadığı iddia etti.

Sivillerin biran önce tahliye edilmesini istendi.

Bu iddialar mensubu bulunduğu partisinin yetkilileri ve partisine yakın sivil toplum kuruluşları tarafından günler boyunca dillendirildi.

Hatta videolar ve ses kayıtları paylaşıldı.

Ancak, bu iddialar üzerine Valilik 3 gün boyunca belirli saatlerde ‘güvenlik koridoru” oluşturdu.

Varsayılan sivillerin tahliye edilmesi için…

Ancak bu süre zarfında hiçbir sivil çıkmadı, çıkmak istemedi.

Kimi iddiaya göre örgüt sivillerin çıkmaması için “baskı” kuruyormuş!

Kimi iddiaya göre de, örgüt üyelerinin sivillerle birlikte çıkma isteği varmış!

Bunlar iki tarafından iddiası!

İddiaların doğruluğu sanırım, çatışmaların ve yasağın kalkmasından sonra ortaya çıkar.

Neyse bekleyip göreceğiz..

Umarım siviller zarar gelmez.

Artık tek bir can kaybına bile tahammülümüz yok çünkü…

Kıssadan hisse, 3 aydır devam eden çatışmalar, operasyonlar ve yasaklar, Sur’umuzu harabeye çevirdiği ortada…

Taş üstünde taş kalmadı…

Kiliseler, camiler, hanlar, hamamlar, tarihi ve kültürel varlıklar virane oldu…

Bitsin artık..

Ne insanlar ölsün, ne de tarihimiz yıkılsın…