4+4+4 Bitti, 3+3+4 Mü Geliyor?

2012-2013 eğitim-öğretim yılına 4+4+4 sistemi ile başlanmıştı. Çıkarılan yasalarla ilkokula başlama yaşı yetmiş iki aylıktan altmış aylığa kadar indirildi. Birinci kademe birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıftan oluşturulurken, ikinci kademe ise beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflardan oluşturulmuş oldu. Birinci kademe, ilkokul, ikinci kademeye de ortaokul ismi verildi. Eğitimin kademelere ayrılmasıyla binaların da ayrılması gerektiği yönünde yasalar çıkarılmış oldu. Yıllarca tek binada eğitim veren okullar, ortadan ikiye ayrılarak, bahçelere duvarlar örülerek ve üzerine de tel konularak, eğitime devam etmeleri zorunlu hale getirildi. Sınav sistemi kökten değiştirildi. Sınavlar kaldırılacak diye dillendirilirken, altıncı sınıflardan itibaren sınavlar yapılmaya başlandı. Sonraki yıl ise sınavlar sekizinci sınıflarda yapılmaya devam edilirken, okula başlama yaşı eski haline dönmüş oldu.

4+4+4 modeli eğitim-öğretimde tazeliğini korurken bu aralar eğitimde köklü reformların yapılacağı yönünde bilgiler medyaya yansımaktadır. 4+4+4 yerine 3+3+4 sisteminin geleceği, gerekli tüm hazırlıkların son süratle yapıldığı ve önümüzdeki eğitim sezonunda uygulanacağı minvalinde haberler dolaşmaktadır.

4+4+4’e geçildikten sonra yaşanan sıkıntılar halen devam etmektedir. Örneğin 5. sınıfın ikinci dörde aktarılmasıyla binlerce sınıf öğretmeni fazlalığı oluştu. Takip eden yıl içerisinde sınıf öğretmenliğinde en düşük öğretmen alımı aldı. Binlerce mağduriyetler yaşandı. Öğretmenler bu mağduriyetleri yaşarken, yüz binlerce 5. sınıf öğrencisi de ikinci kademenin, akademik yönden en sorunlu sınıfları halini aldı. Nedeni ise 5. sınıf öğrencilerinin derslerine giren hiç bir branş öğretmenin aldığı formasyonun öğrencilerin seviyelerine inecek yeterlilikte olmamasındandır.

Geçileceği düşünülen modelde ise birinci ve ikinci sınıf öğrencilerin, Anaokulu Bölümü mezunu öğretmenleri tarafından okutulacağı ifade edilmektedir. Böyle bir durumda önceki sisteme benzer sorunların yaşanması kaçınılmaz olur. Anaokulu Öğretmenliği Bölümünden mezun olan bir eğitimcinin, birinci sınıf öğrencilerine okuma yazma eğitimi vereceği anlamına geliyor. Lakin üniversitelerde okuma yazma eğitimiyle alakalı Anaokulu Öğretmenlerinin eğitim almadıkları açıkça bilinmektedir.

Son on beş yıl içerisinde sekiz defa milli eğitim bakanı değiştirilmiş bir dönem yaşadık, yaşıyoruz. Bakanların değişimiyle de eğitim sistemimiz daha çok olumsuz olarak etkilendi. Her gelen bakanla reform adı altında onlarca değişiklikler yaptı. Bir sistem üzerinde bu kadar değişiklik olunca, ülkemizin eğitim-öğretim politikası açısından ve dolayısıyla kaliteli, nitelikli nesillerin yetiştirilmesinde de faydadan daha çok zarar gördüğü, göreceği anlaşılmaktadır.

Eğitimle alakalı yapılacak reformlar ihtiyaçtan kaynaklı olursa, ihtiyaç hâsıl olduğunda, yol göstericiler, akademik çevreler plan ve çerçeve çizerek, en üst seviyede verimi artırmaya ve geçişleri de sorunsuz geçirmeye katkıda bulunabilirler. İhtiyaçlar dikkate alınmadığında yeni dört yıllar heba edilmiş olur. Dört yıl sonra başka bir sistem getirme arayışı alışkanlık halini almış olur. O da ülkeye, nesle zarardan başka bir şey vermiş olmaz.

Mehmet Ali ÇOBAN

[email protected]