Tövbe Kapısı Müslümanlara Açıktır, Demirtaş
İnsanoğlu bu, bazen bir düşüncesine kapılır, bazen bazı hallerin peşine takılır, bazen maceraların senaryosuna figüran olur, bazen de aklını kiraya verebilir. Çünkü nefis ve şeytan insanın verimsiz yaşaması için daima bir çaba içindedir.
Tabi bu şeytanın manevra alanı İslam dünyasıdır. Çünkü gayrı Müslüm olan inanç ve itikat aracılığıyla geleceğini kaybetmiş vaziyette olduğu için onları zaten dergahından almıştır. Örneğin onlara “Tövbe kapısı açıktır” diyemezsiniz, onlar için “Hidayet kapısı açıktır” diyebilirsiniz.
Kimi vatandaşlarımızın hafızasına kazılan bazı yanlışları var Selahattin Demirtaş adına, nedir bunlar?
*Birilerinin kıblesi Kabe ise İşçilerin kıblesi Taksim’dir,
*6-8 Ekim olaylarına çağrı yaparak olayların startını vermesi tarihi bir kabahattir, unutulması mümkün değildir,
*Hendek siyasetinin arkasında durmasına anlam verilemiyor.
Bunlar kabul edilebilir cinsten hatalar değildir.
Birincisiyle işçilere saygısızlık yaptığınız gibi Kabe’yi de küçük düşürdünüz, o Kabe ki Müslümanlar için mukaddestir, onu bir sıradan dikili taşla eşdeğer buldunuz,
6-8 Ekim olaylarında tarihi bir musibet başımıza geldi, Kobani/mobani dediniz, 50 insanımız öldürüldü. Şehirlerimiz yakıldı/yıkıldı, Birçok masum insan bu olaylarda canice öldürüldü, bunu açıktan açığa lanetlemediniz de, bu da ayrı bir kabahat.
Hendek siyasetiyle Kürt şehirleri harabelere dönüştü, hendeğin önünde arkasında insanlar yaşamını yitirdi/şehit edildi kimin ne uğruna öldüğünü tarih yazacak, biz de dertli şahitleriyiz. Defalarca en üst düzeyde oraya buraya yürüyelim dediğiniz halde, tabir yerindeyse yapa yalnız kaldınız, yerine göre yüz binleri bir araya getirebilen HDP yüzleri bir araya getirmekte zorlandı.
Ayrıca 7 Haziran seçimlerinde zinhar AK partiyle koalisyona yokum demeyip, Melis çalışmasını tercih etseydiniz, bu arada bazı eksiklerinizi de düzeltseydiniz bir sonraki seçimde 100 vekille Meclise giderdiniz, adınız barış ve huzurla anılırdı.
Olan oldu geçmişi bırakıp geleceğe bakalım.
Tövbe kapısı açıktır, isterseniz normalleşebilirsiniz, hayırla yad edilebilirsiniz, Ahmed-i Xani camisinde Cumaya gittiğiniz bu tarihi günü bir başlangıç olarak kabul edip, dualarınızdaki tövbe ve istiğfara bağlı kalın barış ve huzura katkın olsun ne dersiniz.
Mesela;
*PKK’yi dağdan indirme yollarını arayın, bunun yasal alt yapısının hazırlanması için Mecliste mücadele varin,
*Hüda Par dahil bütün Kürt partileriyle bir araya gelerek, topluma barışçıl bir umut verim,
*İslami değerlerle barışık olduğunu kamuoyuna deklere edin,
*Özyönetim adına kanton/Komün heveslerinden vazgeçin,
*Sosyalist bir mantıkla değil, bir Müslüman evladı olarak hayatı ölçüp biçin,
*Türk solunun, Celal Doğan gibi nitelikli isimlerini partinize alın,
*LGBT gibi tarihin ibret topluluğunu ön plana çıkarmayın(T’si hariç çünkü T, yaratış mağdurudur)
Artık gerisini de siz getirin olmaz mı? Yeter ki, “At gözlüğüyle değil, at gözüyle geleceğe bakalım.”
İnsan iki boyutludur, maddi manevi nitelikli, kabiliyetli yaratılmıştır. Sadece üç günlük dünyaya göz dikenler tehlikeli kişiler olup, insanlığın başına beladır. Bu dünyada gözleriyle görmek istedikleri bazı şeyler var, bu uğurda cana bile kıyabilirler, bunlar ikinci sınıf insanlardır unutmayalım.
Sana çağrım şudur tövbe dip aslına; anne babanızın düşüncesine dönmeniz diliyorum. Unutma Kürtler hem dinine hem dünyasına sahip çıkarlarsa uzun erimli bahtiyar olurlar.
Benden söylemesi, gerisini sizin bileceğiniz iştir.
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR