PYD Cenevre’ ye, Türkiye Boykota Gidiyor!

Türkiye Cumhuriyeti’nin döneminin Başbakan’ın 2009’da, Davos Zirvesi’ ndeki “one minute” söylemiyle doruk noktaya varan yükselişi ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini, çoğu Ortadoğu ve Arap ülkelerinde rol model olabilecek konuma getirmişti. Hatta Recep Tayyip Erdoğan, sözü geçen ülkelerin herhangi birinde aday olması durumunda, o ülkedeki seçimleri rahatlıkla kazanabileceği tezleri de ileri sürülmüştü. Erdoğan’ın Mısır ziyareti, Mısır Meclisi’nde, Mısırlılara seslenmesi, gittiği diğer Ortadoğu ülkelerinde coşkulu gösterilerle, Türkiye bayraklarıyla karşılanması, Türkiye’yi bölgede abi konumuna bir adım daha getirmekteydi.

Tarihi fırsatlar yakalayan ülkemiz ve AK Parti hükümeti, Ortadoğu’da Arap baharı geliyor türküleri söyleyip, alkışlar tutanların kervanına katılmasıyla başlayan, aslında baharı beklerken kara kışa dönen olayların yaşanması karşısında takındığı tavırlar dış politikada izlediği yol, Davos’ta çıktığı zirveden inişin belirtileri oldu. Ortadoğu’da bizden habersiz yaprak düşmez, falan vakte kadar Emevi Camii’sinde namaz kılarız niyetiyle, Suriye’nin iç meselesine müdahil olması, ülkedeki muhalif unsurlara iddialara göre her türlü yardımda bulunması ülkemizin, Uluslararası boyutlarda da zor durumda bırakır konuma getirmiş oldu.

One minute ile taçlanan ve bizden habersiz yaprak düşmez söylemiyle çıkılan yolda, depremler, yangınlar ve katliamlar yaşanırken bizler de olanları hd ekranlardan izlemekle yetinir bir hale geldik. Suriye’deki tek toprak parçamız olan, Süleyman Şah türbesinin bulunduğu alanı bile koruyamaz duruma geldik ve nihayetinde türbeyi PYD kontrolündeki Eşme bölgesine taşımak suretiyle koruma altına almış olduk.

Buradan da asıl değinmek istediğim PYD meselesine gelmek istiyorum. PYD Suriye’de daha evvelden kurulmuş olan bir örgüttür. Suriye’deki iç meseleler sebebiyle özellikle İŞİD’ le verdikleri mücadele sonucu, Suriye’nin kuzeyinde ve ülkemizin güney sınırlarında kantonlar edindiler ve özerkliklerini ilan ettiler. Kobani çatışmalarında PYD’ nin Kobani’ yi kaybetme ihtimaline karşı, Kuzey Irak’tan Peşmerge kuvvetleri, Türkiye üzerinden mühimmatlarıyla güvenli bir şekilde geçerken, Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim meydanlarında ‘’Kobani’ye selam olsun” ifadeleriyle, PYD’ nin eş başkanı Salih Müslim’in sık aralıklarla Ankara’da hükümetin zirvesiyle toplantılar yapması günün şartlarında doğal politikalar olarak kabul ediliyordu.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ in hafta içinde ülkemizde yaptığı resmi görüşmelerde, Türk hükümetinin ‘’PYD ve PKK terör örgütüdür söylemine karşı Biden’ in ‘’PYD farklı bir konumda değerlendirilmelidir’’ yaklaşımı, AK Parti hükümeti, Salih Müslim ile görüşürken onu hangi sıfatla ve acaba hangi niyetle makamlarında ağırladılar sorusunu akıllara getirmektedir.

Son olarak Suriye meselesinin görüşülmesi için hem rejim temsilcilerinin hem de muhalif unsurların Cenevre’ye davet edilmesi ile ve bunların içinde PYD’ nin de olması Ak Parti hükümetini farklı politika izlemeye sevketmiş olacak ki gün içinde, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “PYD Cenevre’ye davet edilirse Türkiye olarak biz de boykot ederiz” beyanları medyaya yansıdı.

Anlaşılan o ki Türkiye Cumhuriyeti hükümeti rüzgâra göre politika değiştirmektedir. Ankara’ da PYD ile görüşürken, kırmızı halılarda karşılarken, ikramlı masalarda ağırlarken bir beis görmemekte lakin Uluslararası arenalarda PYD ile buluşulan masalarda sakıncalar görmektedir. Bu işte bir tuhaflık değil çok tuhaflık var acizanemce.

 

DİYŞAD Denetim Kurulu Başkanı

Mehmet Ali ÇOBAN

[email protected]