Ankara’da Patlama Var!
Geçen pazar günü, Türkiye’ nin başkentinde, Ankara’ nın kalbinde, resmi kayıtlara göre; 37 kişinin ölümüyle, 125 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bir patlama gerçekleşti. Daha önce gerçekleşen patlamalarla beraber iki yüze yakın vatandaşımızı teröre kurban vermiş olduk. Gerideyse acılı aileler ve ölenlerin yarım kalmış hayat hikâyeleri kaldı.
7 Haziran arefesinde başlayan ve nereye gittiği bilinmeyen şiddet, çatışma ve patlamalar ülkenin huzurunu, birliğini perişan etti. Ülkemiz terör yuvasına döndü. Her gün sınırlardan onlarca canlı bomba giriş yapmakta. Ülke sınırları içerisinde turist gibi gezdikten sonra hem de özel güvenlik konsepti getirdiğimiz şehirlerde, mobeselerden geçe geçe, istihbaratlarımıza ve stratejik derinliklerimize rağmen amaçlarını gerçekleştiriyorlar.
Bağlar’ da Yangın Var!
Diyarbakır-Sur Mahallesi’nde yüz günden fazla süren çatışmalar, 14 Mart itibariyle Diyarbakır’ın en büyük ilçesi olan Bağlar’ da da başladı. Gece boyu süren çatışmaların sonunda ölü ve yaralıların olduğu medyaya yansıdı. İlçeye, sokağa çıkma yasağı getirildi. Binlerce vatandaş evlerinden göç etmek zorunda kaldı. Onlarca araç yakıldı, işyerleri ateşe verildi.
Dün gece bizzat ziyaret ettiğim aileler oldu. Bağlar’ dan kaçıp güvenilir mahallelerde oturan akrabalarının yanına gelenler vardı. Yürek burkan bir manzaraydı. Bir evde beş aile ikamet etmekte. Bu bir savaş hali, mağduriyetler var. Ölümler, şehitler, yakılmış yıkılmış hanumanlar var. Tarumar edilmiş bir tarih ve kültürel miras var. Yapılan bu tahribatlar pansuman tedavilerle iyileştirilemez. Kalıtsal hastalıklara sebebiyet verecektir. Yetkili etkili, her kim varsa bu ateşi söndürmek için elinden gelen her şeyi yapması gerekir.
Ensar Vakfı’nda Tecavüz Var!
Bir haftadan beri medyada bir sapığın, yaşları 9 ile 10 arasında olan, 45 erkek öğrenciye tecavüz ettiği haberleri ile çalkalanmakta. Cahiliye dönemlerinde bile örneklerine az rastlanır bir durum. Ayrıca birçok kavmin helak olmasına sebep olan bir rezillik…
Olay bir çocuğun, ailesine durumu anlatması ve ailenin bunun üzerine doktora başvurup raporla durumu kesinleştirmesi sonucu ortaya çıkmış oldu. Olaya nereden bakılırsa bakılsın durum çok vahim. Zanlının İmam Hatip Lisesi öğretmeni olduğu, öğrencilerin de İmam Hatip Lisesi öğrencileri olduğu, öte yandan olayın vukuu bulunduğu yerin, Ensar Vakfı’na bağlı bir kurum olduğu, ayrıca sapığın AK Parti ile yakınlığı bilinen, Eğitim Bir-Sen’ e de üye olduğu ifade edilmektedir.
Ensar Vakfı, haberin duyulmasından ve savcılığa intikalinden sonra gelen tepkiler karşısında, açıklamalarda bulundu. Açıklamada ‘’zanlının 5 aylık süre içinde, Vakıf bünyesinde etüt öğretmenliği yaptığını belirterek, suçun şahsiliği ilkesi gözardı dilerek, bir kişi üzerinden yüz binlerce gönüllüsü olan bir kurumun ve düşüncenin hedef gösterilmek suretiyle itiraflara maruz bırakılmasının isnat edilen suça ortak olmak anlamına gelecektir’’ beyanında bulundular. Açıklamaya katılmamak mümkün değildir. Adı geçen vakfın hangi, düşünceye, siyasi gruba veya zümreye hizmet ettiğine bakılmaksızın denetim ve teftişten geçirilmesi isabetli olur. Ayrıca olayın vahameti ve rezaleti günah işleme özgürlüğü adı altında unutturulmamalıdır. Milletin çocuklarını emanet ettikleri yerlere bu şekilde emanete ihanet etmeleri cezasız kalmamalıdır. Ayrıca millet olarak duyarlılığımızı en üst perdeden medeni bir üslupla sergilememiz gerekir. Bu yapılanların ne dinde ne de insanlıkla âleminde izah yoktur.
Ülkemize bir haller değil, çok haller oluyor. Ülkemizde cenaze namazları vakit namazlarına döndü artık. İlgili bakanlıktan başsağlıkları rutine bağlandı. Huzur, istikrar mezara gömüldü, helvası bile yenildi. Kalkınma ve gelişme başka baharlara kaldı. Bıçak sırtı gibi ikili ilişkilerimiz kesildi. Kız istemelerde eskiden takımlar sorulurdu. Şimdi ise partiler soruluyor. Karşı partiden ise hayat hakkı tanınmayacak kadar vahim. Ahlaksızlık en büyük ahlakmış, talan, dolan normalmiş gibi algılanır hal aldı. Aile hayatları darmadağın, evlat baba, baba evlat katiline döndü. Din, dinayet yaralar aldı. Bir millet sabah-akşam tv programlarında aşk dizileriyle uyutulur halde. Ahvalimiz berbat, sonumuz hayrola…
DİYŞAD Denetim Kurulu Başkanı
Mehmet Ali ÇOBAN
[email protected]
RSS
Facebook
Twitter
