Kurt: “Vebal altına girdik”

AK Parti Genel Merkez İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına atanan Diyarbakır Eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, terör, tarafgirlik, tüm objektif algıların olmadığı bir ortamda Başbakanın kendisine böylesi bir görevi vermesinin kendileri için kaçınılmaz bir sürecin başlaması anlamına geldiğini söyledi.  Sur’da günlerdir bekletilen cenazelerin durumuna değinen Kurt, “Dolayısıyla şehirlerin bu hale getirilmesi başından mahkum edilmesi gereken, bu mağduriyetler adına da kesinlikle hiçbir şekilde bu karar alıcıların hesabını bu topluma vermesi gereken bir süreçtir yaşadığımız” dedi.

AK Parti Genel Merkez İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına atanan Diyarbakır Eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisine verdiği görevi, Sur’da günlerdir bekletilen cenazelerin durumunu haberdiyarbakir.gen.tr’ye değerlendirdi.

“SORUMLU KILINDIK”

Bölgenin ihtiyacı, toplumun çatışmasız bir evrene girmesiyle ilgili kendilerine düşenler anlamında sorumlu kıldığına değinen Kurt, “Bu anlamda Vebal altına sokmuş. Toplumun sağduyusuyla birlikte eğer bunu birleştirebilirsek, tek başımıza değil ama toplumdaki sağ duyuyla birlikte sürece katkı sunmak ilgili girişimlerimiz olur. Bunu tek başıma yapabileceğim bir şey değil. Eğer toplum bu anlamda olumlu, mantıklı, makul çözümlere destek verir de bizimle el ele tutuşursa, bizde onlarla bu anlamda tüm gayretimizi ve çabamızı birleştirebilsek, umarım halkımız ve hepimiz için hayırlı sonuçlar elde ederiz diye umuyorum” dedi.

CENAZE SAHİPLERİ İLE GÖRÜŞTÜM

Kurt, Üzücü bir tablo ile karşı karşıya olduklarının altını çizerek, “Burada çok üzücü bir durumla karşı karşıyayız. Gerekse cenaze sahipleriyle de bu anlamda görüşmelerim oldu benim. İl Valisi ve cenaze sahipleriyle yaptığım görüşmede; Vali Bey’in özellikle cenaze sahiplerinin cenazelerini almalarıyla ilgili uzun zamandır araç desteği verebileceklerini ama çatışma bölgelerine güvenlik güçlerinin girmesinin kanas ve benzeri çatışma ihtimallerinden kaynaklı çok mümkün olmadığını gerek bubi tuzakları gerek, keskin nişancılardan dolayı ama kendi cenazesini almak isteyen ailelere yardımla ilgili araç tahsisi konusunda yardım edebileceklerini ifade ediyorlardı. Bu konuda hükümetin,  belediyelerin bu konuda görevini yerine getirmediğine ilişkin bir ifade kullanıyor” diye konuştu.

BİR MAĞDURİYET VE SIKINTI SÖZ KONUSU

“Neticede kimden kaynaklanırsa kaynaklansın özü itibariyle bir mağduriyet ve sıkıntı söz konusu” diyen Kurt, şöyle dedi: “Bunların çözümü de elbette artık biran önce şehirleri rahmetli Tahir Elçi’nin de vasiyeti üzerine aslında biraz ifade etmek lazım. Çatışma alanı olmaktan çıkarmaya dair herkese düşen ciddi yükümlülükler var. Birilerinin tarafgil boyutta sadece bir tarafa bir şeyler söylemesiyle çözülecek şeyler değil. Gerçekten tekrar toplumun akıllı, mantıklı, makul ve hegemonya üzerine kurulu değil, gerçek demokratik barış üzerine adı demokratik barış olup faşizan, tek tipçi önermeler içermeyen bir barış üzerine yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç var. Yoksa bu tür mağduriyetleri maalesef daha çok uzun süre yaşamak zorunda kalacağız diyorum maalesef”

GÜÇLÜ BİR SES ÇIKARMAK LAZIM

Cenazelerin alınmasıyla ilgili dün sokağa çıkma yasağının geçici olarak kaldırılmasına rağmen cenazelerin çatışmalardan dolayı alınamamasına da değinen Kurt, “Yaşanan bu çatışmalı ortamlarda durduk yere Tahir’imizi kaybettik. Olan olay bu. Dolayısıyla şehirlerin bu hale getirilmesi başından mahkûm edilmesi gereken, bu mağduriyetler adına da kesinlikle hiçbir şekilde bu karar alıcıların hesabını bu topluma vermesi gereken bir süreçtir yaşadığımız. Eğer bu süreçler çatışma ortamları devam ederse maalesef mağdur olan neticede halkımız, insanımız oluyor. Yüz binlerce insanın durduk yere hiçbir şekilde Suriye’deki duruma benzer yanımız olmadığı halde Suriye’nin yaşatıldığı bir alana çevrildi. Bunlar makul ve mantıklı değil. Barışa çözüme kimsenin bahsettiği demokratik yönetişim anlayışlarına hizmet etmeyen şeyler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunların bir daha yaşanmamasıyla ilgili güçlü bir ses çıkarmak zorundayız” şeklinde konuştu. (bu haber sadece haberdiyarbakir.gen.tr’de)