Kışanak: Bu Suriçi’nin tamamına el koyma kararıdır
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, Bakanlar Kurulu’nun Resmi Gazete’de yayımlanan Sur’da ‘acele kamulaştırma’ kararını değerlendirdi.
Suriçi’nde toplam 7714 parsel olduğunu, 6300 parselde kamulaştırma öngörüldüğünü kaydeden Gültan Kışanak, “Bu Suriçi’nin yüzde 82’sine tekabül ediyor. Geri kalan yüzde 18’lik kısım ise TOKİ’nin daha önce kentsel dönüşüm kapsamında kamulaştırdığı alanları ve bazı caddeleri kapsıyor, bu nedenle kapsama alınmamış. Yani aslında Bakanlar Kurulu’nun aldığı karar gerçek anlamda Suriçi’nin tamamına el koyma kararıdır.” dedi.
“Acele kamulaştırma kararı” denilerek durumun vahametinin hafifletilmeye çalışıldığını belirten Kışanak, Kamulaştırma Kanunu 27. Maddeye dayanılarak alınan kararın normal bir kamulaştırma olmadığını, el koymayı öngördüğünü söyledi. Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hukuki bütün mücadele yollarını da büyük ölçüde tıkanmayı öngören bir karardır. Devlet Suriçi’nde halkın malına mülküne el koymak için bir karar almıştır. Bu büyük bir yanlış, bu yanlıştan mutlaka dönülecektir. Bu yanlışı ne Diyarbakır ne Suriçi’ndeki mülk sahipleri ne vicdanlar ne de hukuk kabul eder. En nihayetinde hukuk çerçevesinde mülkiyet hakkı en dokunulmaz haklardan birisidir. İnsanların mülküne bir sabah kalkıp ‘ben el koydum’ diyemezsin. Hukuki olarak da son derece problemli bir karar. Eminim bu karar değişecek, değişmesi içinde herkes elinden geleni yapacak.”
TÜRKİYE’DEKİ DİĞER KAMULAŞTIRMA SÜREÇLERİNE BENZEMİYOR
Kamulaştırma kararıyla mülk sahibi vatandaşa pazarlık etme şansı bırakılmadığını dile getiren Kışanak, bu nedenle alınan kararın Türkiye’de şimdiye kadar alınmış ve uygulanmış diğer kamulaştırma süreçlerine benzemediğini, halkın özel mülkiyet hakkını ortadan kaldıran, gasp eden bir durum yaşandığını vurguladı.
KAMUSAL ALANLARA BİLE KAMULAŞTIRMA KARARI ÇIKARILDI
Suriçi’nde Büyükşehir Belediyesi’ne ait mülklere bile kamulaştırma kararı çıkarıldığına işaret eden Kışanak, Meclis kararıyla Sur Belediyesi’ne tahsis edilen Sur Belediyesi hizmet binası, Dengbej Evi, Cemilpaşa Konağı ve belediye ait yeşil alanların da bu kapsama alındığını belirtti.
İBADETHANELER İÇİN DE AYNI DURUM
“Kamuya ait bir mülk başka bir kamu kurumu tarafından kamulaştırılamaz” diyen Kışanak, “Bu kabul edilebilir bir karar değil. İbadet alanlarını bile kamulaştırmışlar. Herhangi bir hukuk devletinde, hiç kimsenin söylemeye bile cesaret edemeyeceği kadar büyük bir yanlıştır. Yani ibadet alanlarını nasıl kamulaştırabilirsiniz. Bu akıl alacak bir durum değil.” şeklinde konuştu.
HUKUKİ MÜCADELE BAŞLATILACAK
Aklın toptan rafa kalktığı, ağanın marabasına “çık git bu köyden” dediği bir durum yaşandığına dikkat çeken Kışanak, burada devlet, hukuk ve adalet gibi bir sistemden bahsedilemeyeceğini söyledi. Kışanak, şöyle konuştu: “21. yüzyılda ‘bütün bir ilçeye geldim el koydum’ diyemezsiniz. Bu işin başka bir boyutu da şudur: Bu kadar büyük bir yıkımdan ve felaketten sonra tazminat ödenmesi gerekiyordu. Tazminat ödemek yerine ‘ben sana kamulaştırma ile bu parayı veriyorum, sen çık git, mülk de benim olsun’ demek fırsatçılıktır. Normalde sen devlet olarak bir uygulama yaptın, büyük bir yıkım ortaya çıktı. Sen devlet olarak zararı tanzim edeceksin.” Kışanak, bütün bunlara karşı hukuki mücadele başlatılacağını açıkladı.
55 BİN KİŞİ VE ESNAFLAR ETKİLENECEK
Sivil mimari, tescilli yapı ve kamu binaları ayrımı yapılmadan Suriçi’nin tamamının kamulaştırma kapsamına alındığını vurgulayan Kışanak, karardan Suriçi’nde yaşayan 55 bin kişinin ve esnafların etkileneceğini ifade etti. Kışanak, “Cemil Paşa Konağı, Belediyemiz tarafından kamulaştırılan ve restorasyonu yapılan, Kent Müzesi olarak hizmet veren bir kurumdu. ‘Postaneyi, Kent Müzesi’ni, camiyi, kiliseyi ve belediye binasını aldım’ diyen bir devlet akılsızlığı var. Böyle bir şey olamaz. Bu yanlıştan mutlaka dönülecektir.” dedi.
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR