Dicle açtı ağzını yumdu gözünü!

DİK ve DTK’nin düzenlediği Din Alimleri ile İstişare Toplantısı’nda konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Abdullah Öcalan’ın yaşananları çok önceden gördüğünü ve hükümete birçok uyarıda bulunduğunu belirterek, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumu 1915’teki İttihat ve Terakki dönemine benzetti.

Demokratik İslam Kongresi (DİK) ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK), bölgedeki din alimleri ve kanaat önderleri ile istişare toplantısı düzenledi. Bağlar Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya, DİK Eş Genel Sözcüsü Fadıl Bedirhanoğlu, DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, DİAY-DER üyeleri ile çok sayıda seyda katıldı.

“İTTİHAT VE TERAKKİ’NİN TA KENDİSİDİR”

Toplantının açılışında konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, “Kürtlerin Kobane zaferinin ardından AKP hükümeti 1990’larda Kürdistan’da vahşet uygulayan Ergenekoncular ile anlaştı” dedi.  AKP milletvekillerinin 2014 yılında Doğu Perinçek ile cezaevinde görüştüğünü belirten Dicle, “Bu gün Doğu Perinçek ne diyor biliyor musunuz? Saray bürokrasinin büyük bir çoğunluğu bizim adamlarımızdır. Doğu Perinçek hangi zihniyeti temsil ediyor? İttihat ve Terakki’nin ta kendisidir” diye konuştu. Bugün Cizre’de, Sur’da hiçbir siyasi otoritenin rolü olmadığını ifade eden Dicle, “Kürdistan’daki siyasi otorite, o gladyo çeteleri, o doksanların çeteleri, o Doğu Perinçek ve İttihat ve Terakki zihniyetinin elindedir. Onlar karar veriyor her şeye. Bunu bizzat biz valiler ve kaymakamlardan duyduk” şeklinde konuştu.

“KÜRTLERİN DİRENMEKTEN BAŞKA ÇARESİ YOK”

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumu 1915’teki İttihat ve Terakki dönemine, AKP hükümetini ise Enver Paşa hükümetine benzeten Dicle, AKP’nin bugün geldiği noktanın Kürt halkına düşmanlık temelinde olduğunu ileri sürerek, “1915’te İttihat ve Terakki Enver Paşa’nın öncülüğünde 1. Dünya Savaşı’nın ateşleri içerisinde 1.5 milyon Ermeni’yi, Süryani’yi sürgün ettiyse, aynı siyaset bugün Kürtler için kapıdadır” şeklinde konuştu. AKP hükümetinin Kürt halkına düşmanlığının sadece Kuzey’deki Kürt halkı ile sınırlandırmadığını iddia eden Dicle, “Bu savaş daha da şiddetlenirse ki öyle görünüyor, devletin niyeti bu yöndedir. Kürtlerin bunun önünde direnmekten başka çaresi yoktur. O zaman ileride en tehlikeli bölgelerin metropoller olması, yani Ankara, İstanbul, Mersin, Adana ve oradaki Kürtlerin daha büyük tehlikeler ile yüz yüze olduğunu bu günden kestirmek zor değildir” ifadelerini kullandı.

“KADDAFİ GİBİ SOKAK ORTASINDA LİNÇ EDİLECEKLER”

Abdullah Öcalan’ın yaşananları çok önceden gördüğünü ve kendilerine birçok öneri sunduklarını ifade eden Dicle, AKP’nin Öcalan’ın önerilerini dinlemediğini söyledi. Öcalan’ın kendilerine dönük aktarımlarını dile getiren Dicle, “Sayın Öcalan diyordu, eğer bu masa devrilirse biz sonuna kadar bu masayı koruyacağız ama eğer bu masa bizim irademiz dışında devrilirse şunu bilin’ diyordu. AKP Hükümeti gerçeği görmüyor. Önce darbe mekaniği devreye girer, işte 6-7 Ekim olaylarında ben müdahale etmeseydim tanklar şehirlere inmişti. Tanklar şehirlere iner, Kürdistan’da büyük katliamlar olur belki ama AKP’liler ile gidin konuşun, hükümet ile gidin konuşun diyordu. Onların eline ne Özal’ın zehri, ne Menderes’in ipi vermezler, onlar Kaddafi gibi sokak ortalarında linç edilirler. Onun için herkes aklını başına toplamalı, bu masayı korumalı diyordu. Bugün söylenenlerin hepsi gerçekleşiyor” diye konuştu.

“ÇETELERİ SALDIRTAN TÜRKİYE’DİR”

AKP’nin yaşanan savaşın sorumlusu olduğunu iddia eden Dicle, AKP’nin Kürtlere her alanda düşmanlık içerisinde olduğunu ileri sürdü. Dicle, şunları kaydetti: “Ankara’daki bombalı saldırıyı gördük, henüz yirmi dört saat geçmeden dediler YPG’dir. Eğer uluslararası destek görse, o gece Kobanê’ye, Efrin’e saldıracaklardı, tankları ile uçakları ile fakat dünya dengeleri buna el vermedi. Bu kadar açık provokasyonlar ile Kürt halkını katletmeye, soykırıma tabi tutmak istiyor. Suriye’de ateşkes ilan edildi. Ateşkesin birinci gününde El Nusra ve IŞID çeteleri tekrar Tel Abyad’a saldırdı. Saldırtan Türkiye’dir, hükümettir bunu bileceğiz. Çünkü bu çetelerin arkasında olduklarını artık dünya âlem, basın biliyor. Dolayısıyla savaşın müsebbibi de bellidir, zalimlerin kimler olduğu ortadadır.”