Son Dakika
Demokratik İslam Kongresi (DİK) ve bileşenleri, Diyarbakır Sur’da gerçekleşen çatışmalar kapsamında Sur’da yakılan Kurşunlu Camii’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Tarihten günümüze kadar hegemonik iktidarlara karşı insanlığı merkeze alarak bu canavara alternatif sunan tek olgunun İslam olduğu belirtilen açıklamada, “Bununla birlikte başka bir olgu da, bu canavar sistem tarihin her döneminde İslamiyet’i olabildiğince kendi hizmetine almayı başarmıştır. Özelikle bu zihniyet temsilcileri, İslam tarihinde Emeviler, Abasiler, Büveyhiler, Fatımiler, Selçuklu ve Osmanlılar gibi anlayışlardır. Her ne kadar bunlar, retorik olarak İslami gözükseler de hiç bir zaman İslamiyet’i özümsememiş ve içselleştirmemişlerdir. Bunlar İslamiyet’i siyasal emelleri için kulanmış ve vazgeçilmez bir araçsallık haline getirmişlerdir. Bu konuda istismar sınırını tanımamışlardır” diye ifade edildi.
“MABETLER TAHRİP EDİLMİŞTİR”
İnsanlık dışı politikaların 40 yıldan beri bölge üzerinde sürdürüldüğünün iddia edilen açıklamada, “Bu kirli savaş, daha önce kırsal kesimde verilmiş, binlerce köy yıkılmış ve yakılarak boşaltılmıştır. Bunun sonucunda binlerce insan yerinden yurdundan edildi ve bir o kadarı da katledildi. Son olarak bu kirli savaş çirkin yüzünü, Kürtlerin en yoğun olarak yaşadığı şehir merkezlerine sıçramıştır. Bunun sonucu olarak insanlığa mal olmuş tarihi eserler nasibini almışlardır. Türk Ulus Devleti, bir haftadan beri Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sürdürülmekte olan sokağa çıkma yasağıyla mahallelere saldırmış, Müslümanların kutsal yerleri olan mabetler tahrip edilmiştir. Bunun somut örnekleri dört ayaklı minare ve Kurşunlu Camisi olmuştur. Malazgirt’ten bu yana kendini Kürtlerin yokluğu üzerinde var eden Türk ulus devleti, bin seneden beri yürüttüğü bu kirli politikadan vazgeçmeli ve biran önce Mezopotamya’nın en kadim halklarından biri olan Kürtlerle siyasi olarak kangrenleşmiş olan Kürt sorununu muhataplarıyla masadan sürdürmelidir” ifadelerine yer verildi.
“İSLAMİ DEĞERLERİ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA…”
Diyarbakır’ın ortasındaki tarihi caminin yanlış politikalar sonucu yakıldığına işaret edilen açıklamada, “Oysaki mensubu olduğumuz Kur’an-ı Kerim bu konuda bizleri şöyle uyarmaktadır: ‘Allah’ın mescitlerinde, Allah’ın isminin anılmasını engelleyen ve onların harap olmasına çalışan kimselerden daha zalim kim olabilir? Bunların oralara korka korka girmekten başka çareleri yoktur. Bunlara dünyada zillet, ahrette de büyük bir azap vardır.’ Bugün kendini İslami hassasiyetle lanse eden İktidar ve kimi guruplar dünyanın herhangi bir köşesinde İslami değerlere yönelim olduğunda hassasiyet gösterirlerken, nedense Kürdistan’ın İslami değerler söz konusu olduğunda hatta bu İslami değerler yakılıp yıkıldığında bu hassasiyet maalesef gösterilmemektedir” denildi.