İmret: “Halkı birbirinden koparmak istiyorlar”

Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nin (Göç-Der) Diyarbakır’da düzenlediği “Zorunlu Göçü Yeniden Düşünmek” başlıklı çalıştay, 2’inci günde gerçekleştirilen oturumlarla devam etti. Çalıştayın dünkü programı kapsamında “Sokağa çıkma yasakları ve basın”, “Yerel yönetimler ve yerinden edilme sonrası durum” ve “Çatışma sonrası sosyal yardım” konulu oturumlar yapıldı. Dies Otel de gerçekleştirilen oturumlara DBP MYK üyesi Demir Çelik, görevden alınan Cizîr (Cizre) Belediye Eşbaşkanı Leyla İmret, Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Mutlu, siyasi parti ve STK temsilcileri katıldı. “Sokağa çıkma yasakları ve basın” konulu oturumda konuşan gazeteci Ali Topuz, yasakların ilan edildiği bölgelerde bulunan gazetecilerin canlarını tehlikeye koyarak çalıştığını belirterek, 1990’lı yıllarda da aynı durumun söz konusu olduğunu hatırlattı. Gazetecilerin saldırılara maruz kaldığını vurgulayan Topuz, “Tüm bu zorluklar arasında gazeteciler kamuoyunu bilgilendirdi” dedi.

“YAYGIN MEDYA AYNI REFLEKSİ GÖSTERDİ”

AKP iktidarının daha önce eleştirdiği iktidarların yoluna girdiğini aktaran Topuz, muhalif basına yönelik çok kapsamlı bir baskının söz konusu olduğunu kaydetti. Yaygın medyanın bölgede yaşanan gelişmeler karşısında aynı refleksi gösterdiğini dile getiren Topuz, “Gezi direnişini olduğu gibi aktaran bazı medya grupları Kürdistan da uygulanan şiddeti görmezden geldi” diye belirtti. Kürt medyasının ağır saldırılara rağmen bir çizgi oluşturduğunu dile getiren Topuz, Dicle Haber Ajansı’nın kısıtlı imkânlara rağmen çok iyi işler yaptığını belirtti. Yaygın medya ve devletin Kürt basınını terörize etmek istediğini ileri süren Topuz, “Terörist dedikleri medya organların fotoğraf ve videolarını kullandılar. Belirli ölçüde haberlerini kullandılar” şeklinde konuştu.

“GÖÇ KENDİSİ İLE BERABER SORUNLAR GETİRİYOR”

“Yerel yönetimler ve yerinden edilme sonrası durum” oturumunda konuşan Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Mutlu da, yerinden edilen insanların gittikleri yerlerde politik duruşlarını koruduğunu kaydederek, zorunlu göçe tabi tutulan insanların yaşam biçimlerini metropollere taşıdığını söyledi. Göçün çok büyük travmalara neden olduğunu belirten Mutlu, zorunlu göç sonrası etnik çatışma riskinin her zaman kendisini gösterdiğini ifade etti.

“HALKI BİRBİRİNDEN KOPARMAK İSTİYORLAR”

Cizre Belediye Eşbaşkanı Leyla İmret ise, devletin başta Botan halkı olmak üzere direnen herkese özel muamele yaptığını savundu. Botan’a yönelik baskının tarihin her döneminde var olduğuna dikkat çeken İmret, devletin Botan bölgesinin demografik yapısını değiştirmek istediğini ileri sürdü. Devletin direngen Botan halkını birbirinden koparmak istediğine değinen İmret, devletin direnişi kırmak için zorunlu göçü dayattığını iddia etti.  Çalıştay konuşmalar sonrası “Çatışma sonrası sosyal yardım” konulu oturum ve sonuç bildirgesi tartışması üzerinden devam etti.