Dolar : Alış : 2.9658 / Satış : 2.9711
Euro : Alış : 3.293 / Satış : 3.2989
HAVA DURUMU
hava durumu

Diyarbakir16°CÇok Bulutlu

- Hoşgeldiniz - Sitemizde 19 Kategoride 6404 İçerik Bulunuyor.

SON DAKİKA

İstişare toplantısında ‘Şiir’li gönderme…

Tweet
18 Şubat 2016 - 621 kez okunmuş
Ana Sayfa » Ekonomi»İstişare toplantısında ‘Şiir’li gönderme…

Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD)’ın düzenlediği İstişare toplantısında, bölgede yaşanan çatışmalı süreçten kaynaklanan ekonomik sorunlardan çok, çatışmalı ortamın yarattığı sorunlara ilişkin dile getirilen ‘şiir’ler gündeme geldi. Çatışmalı süreç ile ilgili DİSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Şehmus Akbaş’ın ‘memleket İsterim’ adlı şiirli gönderimine, Büyükşehir Belediyesi Eş başkanı Fırat Anlı da Konstantin Kavfis’in, ‘Şehir’ adlı şiiriyle destek verdi.

Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD)’ın ‘istişare’ toplantısı düzenlendi. Karacadağ Kalkınma Ajansı toplantı salonunda düzenlenen istişare toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, DİSİAD Başkanı Burç Baysal, Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyeti Başkan vekili Abdulkadir Karavil, Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Hasan Maral, DOGÜNSİFED Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu, DOSİAD Başkanı A. Aziz Özkılıç, DİSİAD Yönetim kurulu üyeleri ile bazı bankaların bölge müdürleri ve çok sayıda işadamı katıldı

ANKARA SALDIRISINA KINAMA

İstişare toplantısının açılışında konuşan Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) Başkanı Burç Baysal, Ankara ve Lice İlçesi’nde yaşamını yitiren insanlara rahmet dileyerek, yapılan eylemi kınadıklarını söyledi.

OLAYLARIN TELAFİSİ YOK

“Diyarbakır’ın bugünlerde karşılaştığı olaylar gerçekten telafisiz olduğunu hepimiz net olarak biliyoruz” diyen Baysal, şöyle dedi: “Lakin bu topraklar bizi biz eden topraklar bunun bilinci içinde felaketlerden de çıkma konusunda deneyimli olan bizler bunların da üstesinden geleceğimizden hiç şüphe duymuyorum. Bizler tek vücut olduğumuz enerjimizi doğrulara verdiğimiz sürede bu ortamdan çıkacağımızı biliyorum. Tekrarlarsak bir olmak zorundayız. İmkanlarımız dahilinde birbirimize sahip çıkmak zorunda olduğumuzu lütfen unutmayalım. Birkaç yıl öncesinde felaketlerle boğuşan bölgelere hem ekonomik hem de siyasetten sahip çıkan bizler maalesef ki çok da farklı olmayan bir durumla muhatabız. Ama önemli bir farkımız var. Çok yüksek deneyime sahip bir topluluk olma deneyimimizi kullanmalıyız.

DİYALOG ORTAMINA DÖNMEKTEN BAŞKA BİR YOLUMUZ YOK

Genel anlamda diyalog ortamına dönmekten başkaca bir yolumuz olmadığını tüm ülke kamuoyuna Diyarbakır’dan bir kez daha tekrarlamak isterim. Siyaset kurumunun bu ortamdan çıkmak ile ilgili yapısal reformlar yapması gerekli olduğunu tüm siyasi kurumlara söylemek isterim. Onurlu bir yaşam için adalet mekanizmaları çalışan hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir Türkiye tüm kesimleri ile huzurlu bir yaşamı hak ediyor. Anayasa çalışmalarını hızlanmasını temenni ederken, ülkemiz işleyen bir meclis ile tüm bunları geride bırakması içten bile değil. Bu anlamda tüm sorumluluk  makamlarını akli selime davet edip mutlu ve huzurlu günleri bizlere çok görmemelerini söylemek isterim”

 AKBAŞ: DİYARBAKIR VE BÖLGEYİ TSUNAMİ VURDU

DİSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Şehmus Akbaş, 6-7 Ekim 2014 tarihinden sonra hızla irtifa kaybeden Diyarbakır ve bölgeyi tamamen tsunami vurduğunu ifade ederek, “Maalesef istediğimiz sonuçlarla karşı karşıya kalmaktayız. Biran önce çatışmalı ortamdan çıkarak tekrar uzlaşmanın hakim olmasını temenni ederiz” dedi.

ÖLÜMLER TOPLUMLARDA DERİN YARALAR AÇIYOR

Sorunların tartışıldığı ve eleştirilerin açık olmadığı toplumların sorunları sürekli devam ettiğine işaret eden Akbaş, “bölgede ve ilimizde yaşanan olaylar yüreğimizi sızlatarak, içimizi acıtmaya devam etmektedir. Asker, polis, sivil ve gençlerin ölümleri toplumda hem derin yaralar açmakta hem de toplumu kutuplaştırmaktadır. Aynı zamanda bu olaylar önlenmediği taktirde toplumda aidiyet bağının zayıflaması ve duygusal çöküntüye neden olması kaçınılmazdır. Toplumların arası fazla açılmadan başta siyasiler olmak üzere herkes taşın altına sadece elini değil, gerekirse gövdesini bile koyarak inisiyatif almalıdırlar” dedi.

KAMU DÜZENİ GÜVENLİK VE EKONOMİK SORUNLARLA ÇÖZÜLMEZ

Akbaş, Kamu düzeninin şart olduğunu ancak kamu düzeninin sadece güvenlik ve ekonomik sorunlarla çözülmediğini gördüklerine değinerek, “Demokrasiyi zenginleştirerek, birliğimizi bütünlüğümüzü pekiştirerek bunun üstesinden gelebiliriz. Etrafımızı sarmış ve komşularımızdaki sıkıntıları da göz önüne alarak kendi içimizde güçlü olmalıyız. Birlik ve beraberlik sağlamalıyız. Toplum olarak bölünürsek bu sorunlarla mücadele edemeyiz. Etrafımızda kaos varken, içirde kaosa düşmemeliyiz. Kutuplaşmayı reddedip birbirimizi itibarsızlaştırmadan ve önyargısız dinlemeliyiz. Uzlaşma kültürünü geliştirmeliyiz. Bu kaos ortamların üstesinden ancak böyle gelebiliriz. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini iyi okumalıyız. Aynı zamanda protesto çağrılarındaki katılımı da iyi okumalıyız. Ülkemizde yaşayanlar olarak mutlu, barış ve adil bir toplum olarak asgari bir müşterek te birleşmek zaruridir. Bunun yolu, özgür bir tartışma ortamında ve tüm kesimleri kapsayan uzlaşma ile şekillenen bir anayasadır” dedi.

ÇATIŞMALI ORTAMA ‘ŞİİR’Lİ GÖNDERME

Türkiye’ye adaleti, ferahı ve barışı baki kılmak için herkesime görev düştüğünü vurgulayan Akbaş, “Artık silah sesleri yerine kuş sesi duymak istiyoruz. Sorunlarımızı, silahla değil, TBMM’de konuşarak çözmeliyiz. Sadece güvenlikle değil, toplumumuza demokratik ve özgürce yaşama imkanı vererek, bu sorunumuzu aşarız. Çözüm sürecine geri dönülmeli ve yeni bir yol haritası ile bu sorunumu artık aşmalıyız. Son olarak çocuklarımıza, barış, huzur ve refah içinde birlik ve beraberce bir gelecek bırakalım. Sözümü Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirinden alıntı yaparak, bitirmek istiyorum. “Memleket isterim, ne başta dert, ne gönülde hasret olsun. Kardeş kavgasına bir nihayet olsun”

ANLI: BİZE UYGUN GÖRÜLEN YAŞAM TARZINA RAZI DEĞİLİZ

Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı da,  “Biz nerede doğduk, nerede yaşıyorsak , biraz da kaderimiz onun üzerinde şekillenir” diyerek, “Bizler İsveç’te doğmadık. Mezopotamya’da doğduk. Burası mezopotamya’nın, Ortadoğu’nun gerçekleri ile yüzleşiyor ve yaşıyoruz. Ama bu şu anlama gelmiyor; Bu biçimiyle, bu kaderi benimsemiyoruz. Bize uygun görülen yaşam tarzına razı değiliz. Rıza göstermiyoruz” dedi.

BİR YILDA YAŞANANLAR 10 YILA BEDELDİR

Son bir yılda yaşanılanların dünya üzerinde birçok ülkenin 10 yılda yaşamadığı süreçler olduğuna işaret eden Anlı, “2015’in başıyla, 2015’in ortasına kadar olan süreç yani 5 Temmuz’a kadar olan süreç ile 20 Temmuz sonrası süreç sanki iki ayrı dünya, iki ayrı cihan gibiydi. Maalesef çok fazla seçim yaşadık. 2014’ten buyana 4 seçim geçirdik. Umarız en azından 3-4yıl daha seçim olmayacak gibi düşünüyoruz ama bu konuda da hiç birimiz emin değiliz. Heran yeniden yeni bir süreç karşımıza çıkabilir. Diyarbakır’ın temsil ettiği değerlere baktığımızda son derece güçlü tarihsel bir miras, bölgesel aktör olma ve bölgesine yön verebilme potansiyeli olan bir şehir. Mardin, Batman, Bingöl, Elazığ, Siverek, Derik, Ceylanpınar, Şırnak, Van, Hewler, Kamışlo, Kobani’den beslenen bir dinamik. Ve bu dinamik harekete geçtiği zaman birçok dinamiği de beraberinde harekete geçirebiliyor. 500 yıla yakın bir sürede bölgenin politik, ticaret veyönetim merkezi olmuşbir şehirden bahsediyoruz. Bunlar bizim pozitif açıdan geleceğimize umutla bakmamızın zemin taşıdır. Yılmayacağız, yorulmayacağız. Kendi gerçekliklerimizden de kopmayacağız” diye konuştu.

ANKARA’DAKİ ACIYI PAYLAŞIYORUZ

Anlı, Ankara’da yaşanan acıyı yürekten paylaştığını vurgulayarak, “Dün Ankara’nın göbeğinde Devlet mahallesinde hani gerçekten acının ne olduğunu bilen insanlar açısından burada konuşan herkes yürekten konuşarak söylüyor. Kitabi laflar değildir bu sözler. Ölen her insanın acısıyla analarımız gözyaşı döküyor. Onun için Ankara’da ölenlerin acısını paylaşıyoruz. Onların ailelerinin acısını paylaşıyoruz. Diyarbakır, Silopi, Cizre’de ya da bu coğrafyanın herhangi bir yerinde ölen herkesin acısını paylaşıyoruz. O çocuğunun yaşadığı duyguyu en azından empati kurarak, yaşıyoruz. Ve kuru sözlerle yaşamıyoruz. Sözünde bir değeri olmalıdır. O kadar çok şeyi sıralayıp hayatımıza devam ediyoruz ki, onun için durmak lazım” dedi.

“AKIL TUTULMASINA SESİMİZİ YÜKSELTELİM”

Herkesin bu akıl tutulmasına dair gerçekten artık sesini yükseltmesi gerektiğine işaret eden Anlı, şöyle dedi: “Hep beraber Nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin hiçbir şekilde bu coğrafyada sorunların şiddetle çözülmeyeceğini yaşayarak öğrenmiş bir toplumumuz. İnsanların ölümüyle geleceğinizi oluşturamayacağınızı yaşayarak öğrenmiş bir toplumuz. İnsani yaşatki devlet yaşasın sözünün bugün pratikleşmesi gereken bir gündür. Biz diyorduk ki, bizden sonra öfkeli bir kuşak geliyor,f ırtına kuşağı geliyor. Rahmetli Şeraffettin Elçi’nin de vurguladığı gibi gerçekten yani sürekli öfke tohumları mı ekeceğiz bu ülkenin topraklarına. Bu kadim ve kutsal topraklar sürekli öfke toplumları mı eksin. Sürekli fırtına ve kasırgalar mı yaratsın? Benim sopam, senin sopandan büyüktür, o zaman benim sözüm doğrudur ya da ben haklıyım’ meselesinin artık bu coğrafya da yerinin olmadığı görülüyor. Kadim topraklarda, her canlının, nesnenin ve cansızın yaşam hakkı vardır”

ANLI AKBAŞ’’IN ŞİİRİNE, ŞİİRLE DESTEK VERDİ

Eşbaşkan Anlı, konuşmasının sonunda DİSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Şehmus Akbaş’ın, çatışmalı ortam ile ilgili Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘memleket isterim’ adlı şiirine karşılık olarak Konstantin Kavfis’in, Şehir’ adlı şiiriyle destek verdi. İşte toplantıya damgasını vuran Anlı’nın okuduğu şiir’in tamamı:

Şehir

‘Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim’, dedin

‘bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.

Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya; bir ceset gibi- gömülü kalbim.

Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?

Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam, kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,  boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.’

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.

Bu şehir arkandan gelecektir.

Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,

Aynı mahallede kocayacaksın;

Aynı evlerde kır düşecek saçlarına.

Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.

Başka bir şey umma-

Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,

Öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.

Konstantinos Kavafis

(Çeviren: Cevat Çapan )

Açılış konuşmalarının ardından toplantı bölgenin sorunlarının dile getirildiği basına kapalı olarak devam etti.

(Sait BAYRAM’ın Özel Haberi)

Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz

YORUMLAR

İsminiz

 

E-Posta Adresiniz

Yorumunuz

İlgili Terimler :
TemaFabrika
  • RSSRSS
  • FacebookFacebook
  • TwitterTwitter
  • RSS
  • Facebook
  • Twitter